DEF Hasarı Riski nedir?
Portland çimentosu ile üretilen betonlar sülfatlı
sularla karşılaştığında trikalsiyum alüminat
(C3A) kalsiyum sülfatla birleşerek etrenjite
dönüşür. 32 molekül su ile kristalleşen bu tuz
büyük hacim genişlemesi oluşturarak betonu
tahrip eder. Tüm beton teknolojistlerinin
bildiği bu klasik olay çimentodaki alüminatlı
fazın etkisindedir ve sorun C3A miktarı %5'in
altında olan "sülfata dayanıklı çimento"
kullanımı ile çözümlenmeye çalışılır. Ne var ki
ender durumlarda sülfatların kalsiyum silikatlar
(CSH) üzerine etkimesi sonucu oluşan ve 15
molekül su içeren Tomasit ( thaumasite ) tuzu da
genleşerek ve özellikle betonu yumuşatarak hasar
yapar. Böylece sülfata dayanıklı çimentonun
yararı anlamını yitirir. Bu yazıda tomasitin
yapısı, oluşmasına yol açan koşullar ve hasar
şekilleri tartışılacaktır. [1].
Anahtar Sözcükler: Tomasit, etrenjit, kalsiyum silikat, hidrat, kalsiyum
karbonat, sülfatlar.
Sülfatlı suların etkisinde kalan sertleşmiş
Portland çimentolarının hasarı, betonların
dürabilitesi konusunda çok incelenmiş önemli bir
sorundur. Portland çimentosunda hidrate
trikalsiyum alüminat ( 3 CaO.Al2O3.6H20, kısaca
C3AH6) kalsiyum sülfatla ( CaS04 ) önce kalsiyum
mono sülfoalüminata ( 3 CaO.Al203.CaS04.18 H20
), daha sonra kireç ve S03 iyonlarının varlığı
ile kalsiyum trisülfo-alüminata ( 3 CaO.Al203.3
CaS04.32H20 ) yani etrenjite dönüşür. Candlot
tuzu adı da verilen bu madde kapladığı büyük
hacim nedeniyle betonu çatlatır ve
parçalanmasına yol açar. Genel olarak sülfatlı
ortamın hasar etkisi bu kimyasal reaksiyonlara
dayanılarak açıklanır.
Sülfat hasarının sadece bu sürece uygun olarak gelişmediği son 15 yılda
tartışılmaktadır [2]. Beton üretiminde
kullanılan katkılardan gelen ve çimento
kompozisyonundaki farklılıklar, sülfat etkisinin
başka koşullarda ve biçimlerde de meydana
gelebileceğini göstermiştir. Bu oluşumlardan
biri gecikmiş etrenjit oluşumu ( Delayed
Ettringite Formation, DEF ) diğeri tomasit
oluşumudur. DEF çimentonun yüksek oranda
içerdiği çözünen sülfat iyonlarının uzun süre ve
ıslanma-kuruma sonunda jel görünümlü etrenjite
dönüşmesidir. Bu formasyon için betonun sülfatlı
sularla temas etmesine gerek yoktur. Tomasit
oluşumunda ise betonun sülfatlı bir çevrede
bulunması gerekir. Olay sülfata dayanıklılığı
sağlamak amacıyla düşük oranda C3A içeren
çimentolarda da gözlenmiştir. Tomasitin beton ve
harçlardaki tahribatı 1970'li yıllardan itibaren
dikkate alınmaya ve incelenmeye başlamıştır [3].
Birim kristali hekzagonal sistemde olan ve
taramalı elektron mikroskobunda prizmatik çubuklar
şeklinde gözüken (Şekil-1) bu mineralin kapalı
kimyasal formülü CaSiO3.CaS04.CaCO3.15H20 şeklinde
verilmektedir. Etrenjit ve tomasitin kristal
yapıları benzerdir. Açık formülleri yazıldığında da
bu benzerlik görülmektedir:
Etrenjit : {Ca6 [AI (OH)6 ]224H20 } .(S04)3.2H20
Tomasit : { Ca6 [ Si ( OH )6]2.24H20 } ( CO3)2(S04)2
Tomositte Al'nin yerini Si almış, ayrıca CO3 iyonları da yapıya
katılmıştır. En ilginç fark tomasit şeklinde
oluşacak sülfat hasarında Al yoktur, hasar gören öge
Si'dir.Bu oluşumun gerçekleşmesi için ortamda SO4
iyonları yanında CaCO3'ün varlığı da zorunludur.
Bu doğal mineral endüstriyel bir ürün olan beton ve harçlarda da ortaya
çıkmaktadır. Eski yapıtların harçları üzerinde
yapılan hasar incelemelerinde etrenjit ve tomasitin
birlikteliği gözlenmiştir [6,7,8 ]. Salt hava kireci
ile üretilen çok eski harçlarda etrenjit doğal
olarak teşekkül etmemiştir. Buna karşılık kireç ve
aktif silis içeren puzolanlarla üretilen harçlarda
ise hem etrenjit, hem tomasit bulunmuştur. Bu
harçlar deniz suyu veya sülfat içeren yer altı
sularının etkisinde kalmıştır.
Araştırmalar sonucunda tomasitin oluşması için sülfat iyonları dışında
ortamda kalsiyum karbonatın ve kalsiyum silikat
oluşmasını sağlayacak aktif silisin bulunmasının
gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Tomasitin teşekkülü
için önce etrenjitin var olması şart değildir.
Sülfatlı ortamdaki betonun karbonatlaşması ve
sertleşmiş çimentodaki CSH'nin aktif silis
salıverrnesi, tomasit oluşmasının koşullarını
sağlayabilmektedir. Ayrıca düşük sıcaklık, sulu
ortam ve özellikle ıslanma-kuruma süreçleri,
koşulları daha elverişli konuma getirmektedir.
İngiltere'de toprak içinde kalan ve yer altı su
seviyesinin yüksek olduğu yerlerdeki betonarme
temel yapılarında tomasit hasarı ile sıkça
karşılaşılmaktadır. Özellikle otoyol
köprülerinin temellerindeki hasarın incelenmesi
için" tomasit eksper grubu" oluşturulmuştur
[10].
Crammond ve Nixon'nun yürüttükleri bir araştırma tomasit hasarı
bakımından anlamlı sonuçlar ve değerlendirmeler
sağlanmıştır [11]. Kazıklar üzerine oturan radye
jeneral bir konut temeli %0.26 oranında S04
içeren bir zemin suyuna 4 yıl gibi kısa bir
sürede maruz kalmıştır. Radye plastik bir
örtüyle zemin suyundan korunduğu halde kazıklar
devamlı olarak su ile temas halinde
kalmışlardır. Ayrıca çevredeki bir su tesisat
borusundan sızan sular yer altı su seviyesini
radyeye kadar yükselmiştir. Su seviyesi 6,7m
indirildikten ve boru onarıldıktan sonra kazık
betonları incelenmeye başlamış ve betonların
pelteleşmiş olduğu gözlenmiştir. Sağlam ve
hasarlı bölgelerden derlenen numuneler üzerinde
optik mikroskop, taramalı elektron mikroskobu ve
X-ışını difraksiyon analizi çalışmaları
yürütülmüş ve aşağıdaki bulgular elde
edilmiştir:
• Kazıkların betonları kurallara uygun üretilmiş kaliteli betonlardır.
Çimento olarak sülfata dayanıklı çimento
kullanılmıştır. Agrega fazı, oolitik kalker iri
çakıl ve kuvartz kumundan oluşmaktadır. Radye
betonunda iri agregalar dolomittir.
• Pelteleşmiş betonlardaki mineral tomasittir. Etrenjite
rastlanmamıştır. Ayrıca brüsit (Mg(OH)2 ve alçı
taşı ( CaS04.2H20 ) kristalleri de mevcuttur.
Ortamda çok ince toz haline dönüşmüş kalker unu
da bulunmuştur. Tomasit kristalleri çoğunlukla
kalker agrega tanelerinin çeperlerine
bitişiktir.
• Zemin suyundaki SO4'iyon konsantrasyonu mutedil düzeyde varsayılan
miktardadır. Sülfatların katyonları Ca, Mg, ve
Na'dır. CaS04'e oranla nispeten düşük oranda
olan MgS04 brüsit oluşmasında etkin roloynamış
ve hasarın daha hızlı gelişmesine yol açmıştır.
Bu araştırmada bazı laboratuar çalışmaları da paralelolarak
yürütülmüştür. Sülfata dayanıklı çimento ve
oolitik kalker agrega ile üretilen betonlar,
zemin suyuna uyan birleşimde hazırlanan sülfatlı
su içinde bir yıl boyunca ve farklı
sıcaklıklarda saklanmış ve teşekkül eden
kristaller incelenerek tomasitin oluşmasına
imkan veren koşullar belirlenmeye çalışılmıştır.
Tomasitin meydana gelmesi için gereken aktif silis, çimento fazındaki
CSH tarafından sağlanmaktadır. CaC03 ise kalker
agregalardan ve özellikle ince toz halindeki
kalker parçacıklardan kaynaklanmaktadır. Betonun
sülfatlı su içinde sürekli kalması ve sıcaklığın
düşük olması –yaklaşık 50C- oluşumunu
hızlandırmaktadır.
Deniz suyuna ve gel-git olayına maruz betonlarda, su içinde çözünmüş
CO2'nin varlığı ve sülfatların daha çok MgS04
türünde olması tomasit hasarının olasılığını
artırmaktadır. Böyle bir ortamda karbonatlaşma
olayı da mevcutsa, tomasit teşekkülü için
gerekli şartlardan biri olan CaC03 varlığı
kendiliğinden oluşmaktadır .
Günümüz kompozit çimentolarında ve özellikle
yeni kalkerli çimentolarda ince kalker tozları
mineral katkı olarak çimento bileşimine girmektedir.
Bu katkının tomasit oluşumundaki rolü düşünüldüğünde
ileri yaşlarda beklenmeyen dürabilite sorunları ile
karşılaşılması mümkündür. Beton deniz yapılarında,
sürekli ıslak ve özellikle ıslanıp-kuruyan
betonlarda, sülfat hasarı sorun olduğunda tomasit
oluşumunun dikkate alınması ve ona göre çimento ve
agrega seçiminin yapılması zorunludur.
[1] Akman M.S, 1992, "Deniz Yapılarında Beton
Teknolojisi" i.T.Ü Rektörlüğü yayını N:1481,
ss.140-144
[2] Collapardi M., 1997, ilA Holistic Approach to Concrete Damage
Induced by Delayed Ettringite Formation ", Mario
Collapardi Symp. on Advances in Concrete Science
and Technology, part of the 5th CANMET/ACI
Intern. Conf. On Superplasticizers and Other
Chemical Admixtures in Concrete, Rome,
pp.373-396
[3] Van Aardt J.H.P., Visser S., 1975, "Thaumasite Formation: A Cause of
Deterioration of Portland Cement and Related
Substances, in the Presence of Sulfates ", Cem.
and Conc. Res. 5, pp.225-232
[4] Deloye F-X., Louarn N., Loos G., 1989, II Exemple d' Analyse sur des
Maçonneries. Cas du Tunnel de Puberg ", Bull. de
Liaison des Lab.des Ponts et Chaussees, N 163,
pp.17-24
[5] Collapardi M., 1990. "Degradation and Restoration of Masonry Walls
of Historical Buildings ".
Materials and Structures - RILEM, V 23, N 134 pp.81-100
[6] Eden M., French B., 2003, II Thaumosite ",
http://www.geomaterials.co.uk/pages/thaum.html
Daha Güzel Bir Gelecek İçin En İyi Bildiğimiz İşi Yapıyoruz
© Copyright İKSA BETON ve YAPI KİMYASALLARI